AnasayfaEndüstri BitkileriFUNGAL HASTALIKLAR

Kanola Siyah Bacak Hastalığı (Leptosphaeria maculans)

Kanola Siyah Bacak Hastalığı

Leptosphaeria maculans’ın 2 farklı ırkı tarafından oluşturulan hastalık, dünyanın kolza (kanola) yetiştiriciliği yapılan hemen her yerinde mevcuttur. Etmenin hastalık oluşturma yeteneği açısından ayrılan ırklar aynı zamanda vejetasyonun farklı dönemlerinde ortaya çıkmaları açısından da farklılık taşımaktadır. Bunlardan hastalık oluşturma yeteneği açısından düşük virulense sahip olan ırktan kaynaklanan hastalık vejetasyonun geç döneminde ortaya çıkmakta ve nadiren ürün eksilişlerine neden olmaktadır.

Diğer taraftan hastalık oluşturma yeteneği oldukça yüksek olan ve vejetasyonun hemen her aşamasında hastalık oluşturma yeteneğindeki diğer ırk ise bu hastalıktan kaynaklanan ürün eksilişlerinin neredeyse tamamından sorumludur. 1970’li yıllardan günümüze doğru gelindiğinde yapılan sörvey çalışmaları hastalığın oldukça geniş alanlara yayıldığını ve ürün eksilişlerinin gün geçtikçe arttığını ortaya koymuştur. Hastalığın bu karakteristiği onu kolzanın en önemli hastalığı olarak karşımıza çıkarmaktadır.

Nasıl bir hastalıktır ?

Etmen yapraklara, gövdeye ve kapsüllere saldırabilmekte, özellikle fide oluşumundan kısa bir süre sonra bitkiyi öldürebilmektedir. Bu ölümler tarlada yer yer boşluklar oluşturduğundan çökerten etmenlerinin oluşturduğu belirti tablosuyla karıştırılmaktadır. Etmenin 6 yapraklı dönemden önce oluşturacağı infeksiyonlar büyük ürün eksilişlerine neden olmaktadır.

Virulent ya da saldırgan ırk vejetasyonun herhangi bir döneminde yaprakları enfekte edebilir. Bunlar yaprak üzerinde kabaca dairesel soluk gri lekeler şeklinde ortaya çıkar ve daha sonra ten rengi veya açık sarı renkte ve yuvarlaktan şekilsize kadar değişen bir görünüm kazanır. İnfeksiyonun ilerleyen aşamalarında bu lekelerin içerisinde etmenin siyah noktacıklar halindeki piknidiumları oluşur. Avirulent ırk sadece yaşlı ve ölmekte olan yapraklara saldırırken, virulent ırk genç yapraklara ve kotiledonlara saldırır. Vejetasyonun erken aşamalarında yaprak lekelerinin gözlenmesi, üretim alanının virulent ırkla bulaşık olduğunu ortaya koyması açısından önemlidir.

Belirtileri nelerdir ?

Kenarları genellikle koyu bir renkle sınırlı olan gövde lezyonları açık gri veya açık kahverengi renktedir. Daha sonra bu lezyonlar üzerinde etmenin siyah piknidiumları oluşur. Genellikle yaprakların gövdeye bağlandığı alanlarda kümelenen piknidiumlar, yüksek orantılı nemle birlikte ortama pembe renkli piknidiosporlarını salar. Gövde lezyonlarının vejetasyonun erken dönemlerinde sapı çepe çevre sarması durumunda bitki erken olgunlaşır ve ileriki dönemlerde ölür. Diğer taraftan düşük virulense sahip ırkın gövde üzerinde yüzeysel gelişen beyazımsı gri lezyonlarına, vejetasyonun orta dönemlerine kadar genellikle rastlanmaz. İnfeksiyonlar genellikle virulent ırtan farklı olarak oldukça geç oluşur. Bunlar sapı genellikle çevrelemeyen ve gittikçe derinlikte kazanmayan lezyonlar şeklindedir. Bu ırkın infeksiyon alanında oldukça az sayıda piknidiumu oluşur.

Hastalığın kapsüller üzerindeki lezyonları gövde ve yaprak lezyonlarına göre daha az dikkat çekicidir. Etmenin siyah piknidiumlarıyla benekli bir görünüm kazanan kapsüller hasattan önce çatlar ve bunların içlerindeki tohumlar kısa sürede etmenle bulaşık hale gelir.

Nasıl bir fungusdur (mantardır) ?

Tohum kaynaklı olan hastalık etmeni enfekteli bitki kalıntıları üzerinde kışlar. Genellikle toprakta parçalanması için 4 yıl veya daha uzun süre yıla ihtiyaç duyan hastalıklı kalıntılar, bu süre boyunca askospor oluşturmaya devam eder. Yapılan çalışmalar en yüksek askospor oluşumunun infeksiyondan sonraki 2. yılda gerçekleştiğini ortaya koymuştur. Etmenin uzak mesafelere taşınma sporu olan bu sporlar yetişme dönemi boyunca infekteli bitki kalıntılarından serbest kalarak hava hareketiyle uzak mesafelere taşınır. Bu sporlar etmeni yeni üretim alanlarına taşıması açısından önemlidir. Ancak çoğunlukla en iyi taşınma 1-2 km’lik bir alanda gerçekleşmektedir. Hastalığın uzak mesafelere taşınması bulaşık tohumlarla da olmaktadır.

Bulaşık tohumlar ekildiğinde, oluşan fideler kotiledon, yaprak ve gövde infeksiyonlarına uğramakta ve bunlar hastalığın çevredeki birçok bitkiye yayılmasından sorumlu yeni inokulum potansiyellerini oluşturmaktadır. Yapılan çalışmalar düşük orandaki tohum bulaşıklığının hastalığı üretim alanının tamamına kolaylıkla yayabileceğini göstermiştir. Askosporların infeksiyonunu takiben lezyonlar üzerinde oluşan piknidiumlardan çıkan piknidiosporlar ise hava hareketiyle uzak mesafelere taşınamaz. Bunlar oldukça sınırlı bir alandaki hava hareketi ve sıçrayan yağmur damlaları ile hastalığı çevreye yayar. Bu hastalıktan kaynaklanan ürün eksilişlerinin büyük bölümünden bu sporlar sorumludur.

Yapılan çalışmalar duyarlı çeşitlerde 6 yapraklı dönemden önceki infeksiyonların oldukça büyük ürün eksilişlerine neden olduğunu ortaya koymuştur. Tolerant çeşitlerden bazıları bu dönemde infekteli olsa dahi belirtiler latent kalabilmekte, bu da bitkideki zararın en aza indirilmesine yardımcı olmaktadır. Enfeksiyon için 21oC sıcaklık ve uzun süre devam eden ıslak peryod oldukça uygundur. Hastalığın gelişimi 30oC ve üzerinde veya 10oC ve altındaki sıcaklıklarda engellenmektedir. Bitkilerin böceklerden, doludan ve herbisitlerden zarar görmesi hastalığın şiddeti ve yaygınlık oranını artırmaktadır.

Mücadele

Kültürel Mücadele

  1. Temiz tohum kullanılmalı
  2. En az 3 yıllık ekim nöbeti uygulanmalı,
  3. İyi bir yabancı ot mücadelesi yapılmalı
  4. Hastalıklı bitki artıkları yakılarak veya derin toprak işleme yöntemiyle toprağa gömülerek imha edilmeli
  5. Dayanıklı çeşitler kullanılmalı

Kimyasal Mücadele

Çeşitli ülkelerde ruhsatlı bazı fungisitlerin (Mantar İlaçları) vejetasyonun erken aşamalarında (2-6 yapraklı dönem) kullanılmasıyla hastalığın büyük ölçüde kontrolü sağlanabilmektedir. Ülkemizde ruhsatlı ilacı bulunmamaktadır. Kültürel Mücadele yöntemleri titizlikle uygulandığı takdirde hastalıkla büyük oranda mücadele edilebilir.

Kanola Siyah Bacak Hastalığı Hakkında Tanımlayıcı Fotoğraflar

Yazılarımızdan haberdar olmak için
Abone olmak istermisin ?

Kaliteli yazılarımız ve fotoğraflarımızdan ilk sizin haberiniz olsun !

Bitki koruma ailesine katıldığınız için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti sanırım 🙁

Şükrü Kaynaş

Ne zaman fark edebiliriz acaba ? Zararlılar ve hastalıklar ile mücadele ettiğimizi zannedip, önümüze konulan bir besinin sadece kimyasaldan ibaret kansorejen bir madde olduğunu...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Yazılarımızdan haberdar olmak için
Abone olmak istermisin ?

Kaliteli yazılarımız ve fotoğraflarımızdan ilk sizin haberiniz olsun !

Bitki koruma ailesine katıldığınız için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti sanırım :(