AnasayfaFitopatolojiFUNGAL HASTALIKLARSüs Bitkileri

KRİZANTEM FUNGAL HASTALIKLARI

KRİZANTEM FUNGAL HASTALIKLARI

  • Sclerotinia sclerotiorum (Sap Çürümesi)
  • Septoria chrysanthemella (Yaprak Hastalığı)
  • Puccinia chrysanthemi (Pas Hastalığı)
  • Oidium chrysanthemi (Külleme Hastalığı)
  • Botrytis cinerea (Gri Küf)
  • Ascochyta chrysanthemi (Çiçek Baş Hastalığı)
  • Verticillium albo-atrum (Verticillium Solgunluğu)

Sclerotinia sclerotiorum (SAP ÇÜRÜMESİ)

        Yılın belirli zamanlarında, fungusun genetiksel özelliğine ve değişik çevre faktörlerine bağlı olarak sklerotlar çimlenir ve, ya konukçuyu direkt olarak enfekteleyen misellerini ya da apothecium organlarını meydana getirir. Miselyum ile konukçu enfeksiyonu toprak seviyesinde ya da altında meydana gelir. Sklerotlar ekzogenous besinlerin varlıgında çimlenir ve ilk olarak cansız organik maddeleri istila eden ve daha sonra ise canlı bitki dokularini infekteleyen misellerini meydana getirir.

        Konukçu dokunun kütikula dokularının enfeksiyonu mekanik bir basınç ile bastırılır. Misel enfeksiyonu sclerotların bulundugu bölgeden 2 cm kadar uzaklıktaki bitkileri enfekteleyebilir. Eşeyli üreme devresinde ise fungus hava yolu ile etrafa dağılan askosporları üreten apothecium organını meydana getirir. Bu tür çimlenme için genellikle 10-20 °C’ lik bir sıcaklığa gereksinim duyulur. Uygun sıcaklık ve nem koşulları altında askosporlar serbest kaldıktan sonra 3-6 saat içerisinde çimlenmektedir. Askosporlar canlı olmayan konukçu dokularını çimler ve enfekteler. Daha sonra ise gelişen miselyum bitkinin sağlıklı dokularını enfektelemektedir.

  • Önce saplarda sulu bir yumuşama, yapraklarda da sararma belirir. Bu sararma yavaş yavaş saplarda da görülür. Bu durum bitkiyi zamanla ölüme sürükler.
  • Bu hastalık nemli yörelerde ya da nemli havalarda çok çabuk gelişebilir. Bitkinin yere dökülmüş olan hastalıklı parçalarında bu fungus uzun süre kendini saklayabilir.

Kültürel Mücadele

  1. Bitkileri aşırı sulamadan kaçınılmalı ve havalanmasına önem verilmeli.
  2. 4 yılürün rotasyonu yapılmalı.
  3. Gereksiz azotlu gübrelemeden kaçınılmalı.
  4. Toprak solarizasyonu uygulanabilir.
  5. Ürünler depolanacak ise iyi depolama koşulları kullanılarak zarar en alt seviyeye çekilebilir.
  6. Bahçe temizligine önem verilmeli

Septoria chrysanthemella

        Krizantem yapraklarında; yuvarlak, çoğu kez koyu griden siyaha kadar renkli kenarları keskin çizgili 0,5 -2 cm çapında olan ve bir arada oluşan lekelere bulaşır. Yaşlı yaprakların alt kısımları öncelikle hastalığın en şiddetli görüldüğü yerlerdir. Sararma başlar ve yavaş yavaş yapraklar kurur. Bu durumda çiçeklerin gelişmeside geriler. Fungusun bu lekeler içindeki sporları iplik gibi olup hücre aralarında 1-5 kadar renksiz bölmeler vardır. Hastalık özellikle seralardaki ışın koşullarının yetersizliği, nem ve durgun hava, azotlu gübrelerin tek taraflı olarak bolca kullanılması gibi nedenlerle artış gösterir. Bu tür hastalığa Mona Davis ve Queen Mary adlı krizantemler fazla duyarlıdırlar. Buna karşın, Mr. Pulling adlı krizantem ise bu hastalığa dirençlidir.

Puccinia chrysanthemi (PAS HASTALIĞI)    

        Çoğu kez alt yaprak yüzeylerinde(bazen de üst yüzeylerde)ve saplarda yaklaşık 2-5 mm eninde çikolata renginde bir pasla kendini belli eder. Buralara daha yakından bakılınca tozuyan kesecikler göze çarpar.Aşırı hastalık durumlarında sararan yapraklar çabucak kururlar.Keselerde tozuyan fungus sporları tek ya da çok hücreli olup, biçimleri yuvarlak ya da armut görünümündedir.Kestane rengini alırlar. Fungus, köklerin sürgünlerinde ve hastalıklı yapraklarda, yaşlı dallarda olmak üzere ana bitkide gelişerek ertesi yıllarda da bulaşmayı sürdürür. Özellikle dökülen yapaklarda bulundukları gibi buradan toprakta odunlaşmış dallarda ya da seralardaki kasa ve saksılarda kışı geçirerek ilkbaharda yeni dikimlere çeşitli biçimlerde bulaştıkları görülür. Bu hastalığın aşırı olarak yayıldığı zamanlar, ilkbaharın bol yağışlı günleridir. Krizantemlerde bazı türler bu hastalığa karşı çok duyarlı oldukları halde, diğerleri bir ölçüde daha dirençlidirler.

Mücadelesi

        Bu hastalık çeşitli sistemik ilaçlarla önlenir. Ancak ilaçla önlenmesinin dışında bazı pratik çarelerde şunlardır:

-Ana bitki serin, havadar yerlerde ya da sera veya örtülü yerlerde saklanmalı, pastan korunması sağlanmalıdır.

-Aşırı ısı değişimlerine imkan verilmemelidir.

-Bitkilerin sık dikilmemesine dikkat edilmelidir.

-Krizantemlerin en çok korktuğu yağmurdur. Bu nedenle bitkilerin bir naylon örtü altında bulundurulması gerekir.

-Hastalığa duyarlı olanlarla dirençli olanlar ayrı ayrı yerlerde üretilmelidir.

-İlk hastalık görüldüğünde dökülen yapraklar çabucak toplanıp yakılmalıdır.

-En son uygulama olarak ilaçlı mücadeleye başvurulmalıdır.

Oidium chrysanthemi (KÜLLEME HASTALIĞI)

        Hastalığın görüntüsü çok çabuk anlaşılır. Bütün bitkinin yaprak, sap ve çiçek tomurcuklarına kadar kirli beyaz renkte bir tozla kaplandığı görülür. Kısa sürede yapraklar bükülür ve kurumaya başlar. Bu fungus bir yıldan ertesi yıla bitkinin sürgünlerinde kışı geçirerek bulaşmayı başlatır. Hastalıklı ana bitkiden kesilen yeni çelikler de aynı biçim hastalık belirtilerini gösterir. Bu hastalık genellikle fazla nemden, havasızlıktan ve bolca azotlu gübreyi tek taraflı olarak kullanma nedenleriyle oluşur.

        Küllemeye fazla duyarlı olan krizantemler: “Berthe Lachaux, E.J.Brooks, H.E. Converse, Daily Mail, Draps Dom, W. Duckham, Jubileé, Paolo Radeli”

Daha az duyarlı olanlar:  “B.Ami Begeret, Drable, Oberthüre, Mrs, Pulling”

Mücadele

-Bol havalandırma ve bol güneş ışını gerekir.

-Fazla ısınma ve ardından serin havadan kaçınılmalıdır.

-Aşırı nemden, püskürtme sulamadan ve fazla azotlu gübrelerden uzak durulmalıdır.

-Ana bitkide külleme tümüyle giderildikten sonra çelik alınmalıdır.

Botrytis cinerea (GRİ KÜF)

        Hastalık etmeni genellikle ölmek üzere olan dokularda bulunur. Uygun koşullarda ölü bitki dokuları üzerinde binlerce spor oluşturur ve etrafa yayılır. Hastalık etmeninin enfeksiyonu, yaprak ve çiçeklerde serbest su kalırsa oluşmaktadır.

        Hastalık etmeni konidi, miselyum ve sclerot gibi değişik formlarda bitki artıkları üzerinde ve toprakta barınır. Yağmur ve rüzgarda hava akımları yardımıyla yayılmaktadır.

        Düz, hafifçe çökük gri-siyah lezyonlar çiçeklerin alt kısımlarından itibaren gelişmeye başlar. Gözler hastalıktan dolayı tamamen tahrip olabilir. Fungus, çiçeklerin kesildiği sürgünlerin çıktığı gövdeyi enfekte edebilir. Hastalığın en belirgin özelliği ise hastalanan kısımlarda grimsi bir fungal gelişme varlığıdır. Bu fungus hastalığında en belirgin görüntü; tüm bitkinin üzeri fare grisi renginde tozuyan bir küfle örtülüşüdür. Çiçek yaprakları sararır sonrada esmer kahverengiye dönüşür. Fungus öncelikle çiçeğin bir tarafını yakalar sonra bütün çiçeği sarar. Bu durum sapa kadar uzar ve buraları çürütmeye başlar.

Mücadelesi

1) Seraların havalanmasına büyük önem verilmeli, sık dikimden kaçınmalı ve budama ihmal edilmemelidir.

2) Bitkileri yaralamaktan kaçınılmalıdır.

3) Ölü ya da enfekteli bitki, çiçek ve yapraklar uzak tutulmalıdır.

 

Ascochyta chrysanthemi (ÇİÇEK BAŞ HASTALIĞI)

  • Çiçek yaprakları kahverengi ya da saman renginde olmak üzere renk değişikliği gösterir.
  • Hastalık genellikle önce çiçekte başlar sonra bütün bitkiyi çabucak sarar.
  • Hastalığın ilerleyen durumlarında, özellikle hastalığa erken yakalanmada goncalarda da hastalık belirtileri görülebilir.
  • Bu durumda bitkinin çiçek açması tamamiyle durur. Gecikmiş olan hastalığa bulaşmalarda krizantemin tacı gelişir, çiçek sapı ve çiçek çanağının alt bölümlerinde 1-2 cm kadar siyah buruşuk bir yumuşaklık görülür.
  • Bundan sonra gövde ve sapta da siyahlıklar oluşur. Hastalıklı bölümlerdeki ufak kehribar renginde keseler içinde mantarın sporları vardır. Bu sporlar renksiz, uzunca ve her iki ucu sivri ya da yuvarlaktır. Çoğu kez iki hücrelidir.

Yazılarımızdan haberdar olmak için
Abone olmak istermisin ?

Kaliteli yazılarımız ve fotoğraflarımızdan ilk sizin haberiniz olsun !

Bitki koruma ailesine katıldığınız için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti sanırım 🙁

Şükrü Kaynaş

Ne zaman fark edebiliriz acaba ? Zararlılar ve hastalıklar ile mücadele ettiğimizi zannedip, önümüze konulan bir besinin sadece kimyasaldan ibaret kansorejen bir madde olduğunu...

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Yazılarımızdan haberdar olmak için
Abone olmak istermisin ?

Kaliteli yazılarımız ve fotoğraflarımızdan ilk sizin haberiniz olsun !

Bitki koruma ailesine katıldığınız için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti sanırım :(