AnasayfaFitopatolojiFUNGAL HASTALIKLARMeyve-Bağ Bitkileri

Elma Kara Lekesi (Venturia inaequalis)

Hastalık hakkında genel bilgi:

Kara leke hastalığı ülkemizde ve bütün dünyada ekonomik öneme sahip bir hastalıktır. Çok yağış alan ve yüksek hava nemine sahip bölgelerde hastalık büyük zararlara neden olur. Hastalığın fazla görüldüğü yörelerde hastalık büyük zararlara neden olur. Bunun sonucu ağaçlar yaz ortasında çıplak denecek ölçüde yapraksız kalarak gelecek yıl oluşacak sürgün ve çiçek gözleri bundan zarar görür. Çok hastalanmış meyvelerin lekeler ve çatlamalar nedeniyle pazar değeri yoktur. Daha az hastalanmış meyvelerin Pazar değerleri yanında kaliteleri de azalmıştır. Ayrıca bu gibi meyvelerin depolanması da zorlaşır. Çünkü hastalık sonucu oluşan yaralardan diğer çürüklük etmenleri meyvelere girerek zararın artmasına neden olur.

Birçok bölgede yetiştiriciliğin rantabilitesi bu hastalık ile savaşın sonucuna bağlıdır. Fakat bugün endüstrinin piyasaya sürdüğü preparatlar ile bu hastalık nedeniyle elma yetiştiriciliğinin büyük rizikolara bağlı olduğu nemli bölgelerde dahi yetiştiricilik olasıdır. Buna karşın bugün dahi bu hastalıktan zarar gören yetiştirici sayısı az değildir. Hastalık ile savaşta etmenin biyolojisini bilmek ve doğada bunu izlemek başarının ön koşuludur. Bu nedenle biz tarımcılara düşen görev elde mevcut preparatları, etmenin biyolojini izleyerek ve hava koşullarını da göz önünde tutarak kullanmak ve yetiştiriciye kesin bir savaş planı yerine bunları öğretmektir.

Hastalığın belirtileri nasıl olmaktadır ?

Genellikle biraz geç olmasına karşın ilk simptomları çiçeklenme zamanı görebiliriz. Yaprakların üst ve alt yüzeyinde küçük, yuvarlak, zeytin yeşili kadife şeklinde lekeler oluşur. Tek tek lekeler birbiri ile birleşerek büyük lekeler oluştururlar. Gelişen düzensiz lekelerin dış kenarı yelpaze şeklinde büyür. Lekelerin ortasındaki fungus hifleri yavaş yavaş ölür. Bu kısımlarda yaprak üst yüzeyi, gri renkte ve yukarıya doğru bombelidir. Kenar bölgelerde fungus hayatta kalır. Şiddetli hastalanma da yapraklar zamansız dökülürler. Çiçek yapraklarında hastalık lekeleri ancak erken infeksiyonlarda ve az sayıda meydana gelir. Lekelerin mikroskop altında incelenmesinde bunların çok satı da armut şeklinde kahverengi sporlar ile kısa koyu renkli spor taşıyıcılarından (konidiofor) oluştuğu görülür. Sporlar yardımıyla hastalık komşu yaprak ve genç meyvelere taşınır.

Meyveler üzerindeki lekeler başlangıçta yıldız şeklinde ve kutikulanın parçalanması sonucu gümüşi beyaz bir kenar ile çevrilmiştir. Meyve, fungusu, mantar tabakalarının oluşumu yardımıyla hapsetmek istemine karşın, bu işlem ender durumlarda başarılı olur. Meyvenin devam eden gelişiminde mantar tabakları komşu sağlam doku gibi büyüme yeteneğinde olmadığında çukurluk ve yarılmalar ortaya çıkar.

İlkbaharda yaprakların ve genç meyvelerin ilk enfeksiyonları erken hastalık olarak isimlendirilir. Geç hastalanmalardan ise hemen hemen yetişkin meyvelerin hastalanması anlaşılır. Erken hastalanmalarda lekeler küçük ve meyveler üzerinde yarıklar bulunmaz. Eğer hastalık, meyveler depolandıktan sonra görülürse depo kara lekesinden söz edilir. Bazen bir yıllık sürgünler de hastalanır. Bunlara “sıracalı dallar” denir. Sıracalı dallar elma kara leke hastalığında armutta ki gibi büyük bir öneme sahip değildir. Fakat bazı elma çeşitlerinin fazla duyarlı oluşları nedeniyle, çok sayıda “sıracalı dallar” meydana gelir.

Sıracalı dalların önemi, bu dalların hastalanmasında ziyade, dallar üzerindeki misellerin gelecek vejetasyon devresi başında hemen yazlık sporları oluşturulmasında ileri gelir. Ayrıca sıracalı dallardaki yaralar elma kanseri etmenin girişi için kapı görevi yapar.

Hastalığın Kışlaması nasıl olmaktadır !

Fungus kışı bir yıl önce dökülmüş, hasta yapraklar içerisinde geçirir. Sonbaharda eşeysel birleşme sonucu esas eşeysel fruktifikasyon organlarının gelişimi başlar ve oluşumlarını ilkbaharda tamamlarlar. Bu zaman içinde çıplak gözle dahi görülür. Bunlar perithecium olarak isimlendirilir. Bunların ağızlar ışığa yönelmiş olup, yaprağın toprak üstü kısmında bulunur. Peritheciumlar içinde 8 adet ascospor içeren ascuslar bulunur. Olgunluğuna kısa süre kala rutubetli ortamda ascuslar şişer ve içlerinde bir basınç meydana gelir. Bu basınç sonucu ascosporlar dışarıya doğru atılırlar. Dışarı atılan ascosporlar hava hareketleriyle ile taşınarak yaprak ve genç meyveler üzerine konarlar ve bunları infekte ederler.

Fungusun (Mantarın) hayat devri:

venturia inaqualis life cycle

Mantarın uyanması…

İlkbaharda havalar elma tomurcuklarının açılması için uygun olduğunda ascosporlar da olgunlaşır ve tabiata dağılarak konukçuya ulaşırlar. Taze yaprak üzerinde çimlenerek kutikuladan penetrasyon yapar. Kutikula altında oluşan stromatik doku üzerinde birkaç gün içinde konidiofor ve konidiumlar meydana gelir. Çeşitli yollarla yayılan konidiumlar yeni enfeksiyonlar yapar ve birkaç günlük inkubasyon döneminden sonra yeni enfeksiyonlar yapar ve birkaç günlük inkubasyon döneminden sonra yeni bir konidium generasyonu meydana gelir. Konidium oluşumu ve enfeksiyonlar yaz boyunca devam eder. Fungusun eşeysiz formunun adı Spilocea pomi’dir. Mevsim sonunda yapraklar yaşlanınca dokudaki miselyum daha derinlere ilerler. Miselyum üzerinde oluşan Antheridium ve Ascogonium’lar arasındaki temas (gametangial temas) sonunda ascus ve ascosporlar meydana gelir. Şüphesiz bu sırada Ascocarp’ta tam şeklini almıştır. İlkbaharda olgunlaşan ascosporlar hızla dışarı atılırlar ve yeni konukçular^da birer hayat çemberi başlar.

Peristesler önemlidir !

Periteslerin olgunluk zamanı, spor uçuşlarının durumu özellikle infeksiyonu oluşturan koşullar üzerinde bilgiler hastalık ile savaşta büyük öneme sahiptir. Kara leke ile hasta yapraklar üzerindeki Periteslerin sayısı bir yıl önceki hastalık şiddetine bağlıdır. Eğer hastalık bir yıl önce az ise, hemen hemen bütün peritesler gelişir. Şiddetli hastalanmış yapraklarda çok sayıda perites gelişmesi görülmesine karşın, bunlardan ancak bir kısmı normal olgunluğuna erişir. Burada beslenme fizyolojisi yönünden bazı faktörlerin rol oynadığı sanılmaktadır. Buradan kara leke hastalığının şiddetli geçtiği yıllardan sonra hafif veya orta şiddetle ascospor uçuşunun nasıl olduğunu anlamak olasıdır. Bundan dolayı hastalık ile savaş sürekli yapılmalıdır. Hatta pratik olarak hastalıksız bahçelerde dahi savaş sürdürülmelidir. Çünkü yaprakların bulaşmasını önlemek bugünkü teknikle olanaksızdır.

Yaprak dökümünden sonra kışın gidişi de meydana gelecek periteslerin sayısına etkilidir. Yaprak dökümünden sonra serin havalar, karlı bir kış ve nemli bir ilkbahar fungus için uygundur. Kış sonunda sıcaklık durumu perites olgunlaşmasının oluşum hızı için önemlidir. Uzun süre devam eden kuraklık periyotları olumsuz etkiler elma çeşitlerinin perites olgunluk hızı üzerine de etkileri vardır. Bu konuda sonuç üzerine kesin etkili olan yaprak dökümü zamanıdır. Hasta yapraklar ne kadar erken dökülürse, o kadar erken perites olgunluğu beklemek gerekir.

Başarılı bir perites olgunluğundan sonra ilkbaharın ilk yağmurları ile beraber ascosporlar uçuşa başlar. Kuvvetli çiğde ascospor uçuşunu meydana getirebilir. Fakat bu uçuş peritesler su ile örtülü olduğu sürece geriye bırakılır. Sıcaklık etkisi azdır. Ancak 4oC’nin altında önemli bir azalma görülür. 2oC?nin altında ise spor uçuşu sıcaklığın yükselişine dek durur. Ayrıca ışığın da spor uçuşuna etkisi vardır. En fazla spor uçuşu gündüzleri meydana gelir. Spor uçuşu genellikle çiçekten kısa süre sonra sona erer.

Her spor uçusu hastalık kaynağı değildir…

Her spor uçuşunun bir infeksiyona neden olmayacağının bilinmesi bu hastalık ile savaşta önemlidir. İnfeksiyon için sıcaklık ve nem büyük etkiye sahiptir. Ayrıca bitki kısımlarının yeterli süre ıslak kalması gerekir. İstenen yaprak ıslaklığının süresi sıcaklık ile yakından ilgilidir. Örneğin 13oC sıcaklıkta yapraklar 15 saat ıslak kaldığı takdirde orta kuvvette bir infeksiyon beklemek gerekir. Aynı sıcaklıkta yapraklar 7 saat ıslak kalacak olursa veya bunun tersi yani düşük sıcaklıkta infeksiyon meydana gelmez. İnfeksiyonda ascosporların çim boruları kutikulayı delerek yazlık spor yataklarını oluştururlar. Bunlar içinde sporlar çok sayıda birbiri arakasın sıralanmışlardır. Fungusun yaz spor formuna Fusicladium dentriticum denir. İnfeksiyonlarda ilk siptomların meydana gelmesine kadar geçen süre yani inkubasyon süresi 2oC’de 8 gün, 10oC’de 16 gündür.

Kuru havalarda sporlar konidioforlar (spor taşıyıcıları) ucunda oldukça stabildir. Ancak kuvvetli rüzgârlar bunları koparabilir. Yayılmanın bu şekli hastalık epidemiyolojisi yönünden büyük öneme sahip değildir. Çünkü yaz sporları kış sporları kadar dayanıklı olmadıklarından kuru havalarda çimlenme yeteneğini kısa sürede kaybederler. Buna karşı sporların nemli havalarda yayılması optimal koşulları oluşturur. Sporlar yağmur damlaları ve çiğ ile mekanik olarak konidioforlardan koparlar ve damlarlar ile beraber ağacın tacı içinde, rüzgâr ile koşulla göre 1200 metreden daha uzaklara yayılırlar. Yazlık sporlar ile infeksiyondaki koşullar kış sporları için verilenle aynı değildir. Spor oluşumu yaz başlangıcında en fazladır. Sonbahara doğru yavaş yavaş azalarak durur. Mevsim sonunda ancak spor içermeyen spor yatakları oluşur.

Özetlemek gerekirse:

İlkbaharda ilk enfeksiyonlar çiçeklenmeden kısa süre sonra askosporlar ile olur. Ağacın içinde hastalığın yayılması yeni fungus spor yataklarında oluşan konidiler tarafından olur. Yayılma üzerine yüksek sıcaklık ile beraber yüksek hava nemi ve ağaç kısımlarının yavaş kurumasına neden olan diğer faktörler, örneğin ağaçların sık olması, tacın az ışıklanması toprağın yabancı otlar veya diğer ana kültür bitkiler ile kaplı olması etkilidir. Diğer taraftan nem yaprak, meyve ve dalların büyümesini hızlandırır. Böylece büyüyen ve genç dokularda bulunan duyarlılık arttırılmış olur. Ayrıca sık sık yağmurlar yapraklar üzerindeki bitki koruma preparatlarını yıkması nedeniyle zararlı olur.

Çeşitli duyarlılık dereceleri de hastalık üzerine etkilidir. Yetiştiriciler çeşitli bölgelerdeki duyarlı ve dayanıklı çeşitleri tanımaktadır. Fakat bir bölgede bu hastalığa karşı dayanıklı çeşit diğer bölgelerde de aynı özelliği korumayabilir. Bunun nedenini virulent biotiplerin farklı yayılışlarında aramak gerekir. Yeni biotiplerin meydana gelebilme olanakları eşeysel bir birleşme sonucu her zaman olasıdır. Bu nedenle şimdiye dek dayanıklı olan çeşitler virulent biotiplerin meydana gelmesinden veya adı geçen bölgeye dışarıdan bunların gelebilmesi ile şiddetli hastalanabilirler. Bunun için dayanıklı çeşitlerin yetiştirilmesinde önemli güçlüklerle karşılaşılır.

Mücadelesi:

Kara leke ile savaş her şeyden önce kimyasal preparatlara dayanır. Hastalık etmenin biyolojisinde görüldüğü gibi ilkbahara da ascosporlar ile oluşacak infeksiyonların önlenmesi bu hastalık ile savaşta güvenli olanaklar sağlamaktadır. Geçmiş yıllarda bütün dünyada çiçeklenmeden önce yapılan ilaçlamalarda bu amaca ulaşılmaya çalışılmıştır. Fakat ilaçlama zamanları genellikle fenolojik verilerden faydalanılarak veya fungusun biyolojisine gerektiği anlamda önem verilmediği için beklenen başarı her zaman elde edilememiştir. Bu nedenle entansif yumuşak çekirdekli meyve yetiştirilen ülkelerde ilaçlama zamanları fungusun biyolojisine göre ayarlanmıştır. Ülkemizde yapılan ilaçlama yukarıda açıklanan fenolojik yapıya dayanmaktadır.

Erken uyarı sistemi önemlidir !

Başarılı kara leke savaşı için önemli bir önkoşul “Erken uyarı istasyonlarının” kurulmasıdır. Bu uyarı istasyonlarında her yıl periteslerin olgunluğu ascospor uçuşunun başlama zamanı ve bitiş zamanı, bununla ilgili olarak konukçu bitkileri gelişmelerini saptamak gerekir. Bu gözlemlerin sonucu pratiğe doğru olan ilaçlama zamanını vermek olasıdır. Periteslerin olgunluğunu saptamak amacıyla geçmiş yılın sonbaharında kara leke ile hasta dökülmüş yapraklar toplanır ve bunların düz bir kafes tel ile çevrilmiş kafesler içinde dışarıda kışı geçirmeleri sağlanır. Çeşitlerin perites olgunluğuna etkileri göz önünde tutarak farklı çeşitlerin hasta yaprakları alınmalıdır. Ayrıca olasılık ölçüsünde sonbahar süresinde ayrı ayrı zamanlarda yapraklar toplanmalıdır.

Bölgeler göre daha ağaçlar uyanmadan laboratuvarlarda perites olgunluk derecesi belirli zaman aralıklar içinde saptanmalıdır. Başlayan perites olgunluğu ile beraber yetiştiricilere ilk yağmurlarla beraber ilk infeksiyonların başlayabileceği ve bu nedenle koruyucu ilaçlamanın gerekli olduğunu bildiren ön uyarı yapılır. Bazı bölgelerde örneğin Kuzey Almanya’da ascospor uçuşu genelde tomurcuk patlamasından önce olur. Bu durumda ilaçlama gereksizdir. Bu örnekte bize uyarı istasyonlarını ağaç fenolojisini de yakından izlemesi gerektiğini göstermektedir. Bu gibi hallerde tomurcukların patlayarak farekulağı büyüklüğünü alması beklenir.

Ascosporların uçmaya başladığı dönem başka bir yöntemle de belirlenir. Bunun için üzerine ince bir tabak halinde madeni yağ veya vazelin sürülmüş camlara ağaçlara asılır ve günlük olarak mikroskop altında incelenerek askosporlar görüldüğünde doğada uçmaya başladığı saptanır. Ancak bu sporların infeksiyon yapabilmeleri için mutlaka yağış veya çiğ damlasına ihtiyaçları vardır. 13-21oC sıcaklık ve %99 nispi nem koşullarında kolayca çimlenirler. Bu nedenle ascospor uçuşlarını tespit eder etmez hava koşulları da uygun gidiyorsa hemen ilaçlamaya başlanmalıdır. Bu zaman elma kara lekesi hastalığının kimyasal kontrolünün birinci dönemidir. Açılmış yaprak tomurcuklardan çıkan genç, yeşil elma yaprağı uçları askospor infeksiyonları için çok duyarlıdır. Eğer askospor infeksiyonları bu zamanda önlenemez ise daha sonra bu hastalığı elemine etmek güç olur. İlk oluşan yapraklarda elma kara lekesi birincil infeksiyonları eğer önlemez ise bu durum gelecek yılın kara leke epidermisini haber verir.

Ascosporlar hastalığın habercisi !

Primer ascospor saçılması 4 – 6 haftalık bir dönem boyunca devam eder ve her bir kara leke sporu sağınağı yeni birincil kara leke infeksiyonlarına neden olur. Çiçeklenme sonu yapılacak fungusit uygulamalarının sayısı yağışlı dönemlerin sıklığı ile değişir. Bazı yıllarda periteslerin olgunlaşıp ascosporların uçuşa başlamasını yani dormansinin yıkılışı sıcak kuru günler takip edecek olursa tek bir koruyucu püskürtme, birincil kara leke kontrolü için yeterli olabilir. Bazı yıllarda çiçeklenmeden önceki dönemde soğuk ve ıslak hava koşullarının uzaması çiçeklenme öncesinde iki veya daha fazla fungusit uygulamalarını gerektirir.

Çiçeklenme döneminde çiçek tomurcuğu gelişimi sırasında bu tomurcukların oluşturduğu kümelerin yanı başında hastalığa karşı duyarlı olan yaprak dokuları yer alır. Ascosporların çimlenmesini takiben konidiler ve yaz sporları Primer infeksiyonlardan gelişmeye başlarlar. Bu nedenle koruyucu bir fungusitin çiçeklenme dönem uygulamaları elma kara lekesi kontrol programında yer alması gerekir. Petal yapraklarının düşmesi zamanında ascosporların etrafa boşaltılmaları tamamlanır. Bu anda birincil infeksiyonlardan üretilmiş konidiler tarafından oluşturulacak ikincil infeksiyonlar başlayabilir. Bu noktada sorun bu tür ikincil infeksiyonları önlemektir. Kontrol programının birinde gelişmiş olan meyvelerin kara leke infeksiyonlarında korumaktır. Bu kritik dönem içerisinde yine koruyucu fungusit uygulamalarının tekrarlanması gerekir. Yaz aylarında kaplama püskürtmelerinin sayısı hava koşullarına göre değişir. Eğer yağışlı günler sık sık tekrarlanacak olursa bu sayı artar.

İlaçlama zamanları:

Burada tüm incelikleri açıklandığı üzere elma kara lekesi hastalığını etkin bir şekilde kontrol için kritik infeksiyon dönemlerinde koruyucu fungusit kaplaması şeklinde püskürtmeleri yenilemek zorunludur. Çoğu zamanlar ticari elma bahçelerinde koruyucu fungusit uygulamalar 8 – 12 defa yenilenir.

Bilinçli bir ilaçlı mücadele için ascospor uçuşları saptanmasının ne kadar önemli olduğu yukarıda açıklanmaya çalışılmıştır. Ancak bu saptamanın üretici imkânlarıyla yapılması mümkün değildir. Bu nedenle ülkemizde elma kara lekesi kontrolü ağacın fenolojik durumuna göre aşağıdaki gibi uygulanmaktadır.

  1. İlaçlama: farekulağı döneminde (gözlerin uyanmasını takiben yapraklar farekulağı kadar olunca)
  2. İlaçlama: pembe çiçek tomurcuk döneminde (çiçekler kısa saplarıyla ayrı ayrı görülünce)
  3. İlaçlama: tam çiçeklenme (çiçeklerin %90’ının açıldığı) döneminde
  4. İlaçlama: meyvelerin fındık büyüklüğüne geldiğinde

Bu dört ilaçlamanda sonra hava koşulları hastalık lehine devam ederse (yağışlı, çiğli veya kapalı) dördüncü ilaçlamalardan sonra 15 gün aradan sonra 4. 5. 6. İlaçlamalar yapılmalıdır.

İlaçlamalarda:

a) Dal sıracası bulunan yerlerde

  1. İlaçlamada %2’lik bordo bulamacı veya %50 bakır içeren preparatlardan birisi %0.8 dozunda
  2. İlaçlamada %50 bakır içeren bir preparat %0.4 dozunda veya organik fungisitlerden birisi (koruyucu etkili maddelerle) prospektüs dozunda
  3. İlaçlamada diğer ilaçlamalarda organik fungusitlerden birisi kullanılabilir.

b) Dal sıracası bulunmayan yerlerde:

İlaçlamada %1’lik bordo bulamacı veya %50 bakır içeren preparatlardan birisi %0.4 dozunda kullanılabilir. Diğer ilaçlamalarda dal sıracası bulunan yerlerde uygulanan ilaçlama programı uygulanır.

Kara lekenin meyve ağaçlarında en tehlikeli olduğu çiçeklenme dönemidir; Çünkü

1)   Kara leke sporlarının çiçekler tarafından tutulması olasılığı yüksektir.

2)  Yağış ve çiğde çiçek çanak ve taç yaprakların arası uzun süre ıslak kalacağından kara leke sporlarının çimlenmesini kolaylaştırır.

Bu nedenlerden dolayı çiçek dönemi mücadelesi önem kazanmaktadır; Ancak bu dönemde kullanılacak ilacın arı faaliyeti ve döllenmeye zarar vermemesi şarttır.

Hastalık etmeninin esas kaynağı yere dökülmüş infekteli (bulaşık) yapraklardır. Bunların yok edilmesi Primer infeksiyon kaynakların büyük ölçüde azaltır ve ilaçlı mücadeleye yardımcı olur. Bu nedenle sonbaharda dökülen yapraklar toplanıp yakılmalı veya derince gömülmeli ayrıca ilkbahar askosporlar uçuşa başlamadan önce DNOC (Dinitro kresole) preparatları ile topraktaki yapraklar ilaçlanmalıdır. Sıracalı dallar varsa kesilip imha edilmelidir. Ülkemizde Kara leke hastalığı ile kimyasal mücadelede kullanılmak üzere pek çok ilaç ruhsat almıştır.

 

Biyolojik mücadele olarak yeni çalışmalar !

Antagonist olarak Cladosporium cladosporioides H39’ın, Venturia inaequalis‘in sporülasyonunu belirgin olarak azalttığı bulunmuştur. Bu antagonistik izolatın potansiyeli iki yıl boyunca Macaristan, Polonya, Almanya ve Hollanda’da farklı elma çeşitlerine sahip bahçelerdeki birkaç enstitü tarafından test edilmiştir. H39’la yapılan muameleler düzenli bir şekilde spreyleme olarak  veya enfeksiyon dönemlerinden sonra uygulanmıştır. Hollanda’da (Randwijk) denemeler, enfeksiyon dönemlerinden önce veya sonra antagonisti H39’un uygulanma zamanlamasının etkisine çalışmalarına odaklanmıştı.

Arazi çalışmalarının genel sonuçları  ilk kez H39’ın tek başına uygulanmasının yaprak ve meyvelerdeki elma kabuğunu azalttığını sürekli olarak gösterdi. Bahar ve yaz boyunca uygulanan püskürtme programlarına göre geleneksel meyve bahçelerinde olduğu gibi organik bir yetiştirme sisteminde de gösterilmiştir.  Kontrol etkinliklerine bakıldığında yapraklarda başarısı % 42-98 ve meyve kabuğunda% 41-94 olarak tespit edilmiştir.

Bir sonraki adım, H39’u ticari bir biyolojik kontrol ürünü haline getirmektir. Bir şirket şu anda H39 antagonistinin olası ticari kullanımını değerlendiriyor.

[mk_divider style=”padding_space”]

Hastalık hakkında tanımlayıcı fotoğraflar

[mk_divider style=”padding_space”]

Yazılarımızdan haberdar olmak için
Abone olmak istermisin ?

Kaliteli yazılarımız ve fotoğraflarımızdan ilk sizin haberiniz olsun !

Bitki koruma ailesine katıldığınız için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti sanırım 🙁

Şükrü Kaynaş

Ne zaman fark edebiliriz acaba ? Zararlılar ve hastalıklar ile mücadele ettiğimizi zannedip, önümüze konulan bir besinin sadece kimyasaldan ibaret kansorejen bir madde olduğunu...

6 Yorum

  1. Merhaba.İlaç yapmamıza ( kontrollü) rağmen sonuç değişmiyorsa varsın elmam lekeli olsun.Gerçi kabuğunu soyacağımızdan yararlanamıyoruz ama ,olsun kimyasallardan korunuyosuz mu demeliyiz hocam . Nedersiniz teşekkürler.

    1. Selamlar,
      Ben şahsen pazarda ya da markette olsun Karaleke olan elmaları tercih ediyorum ya da herhangi bir sebze ve meyvede de öyle, benim için bir meyvenin dış görüntüsü iyi olsun diye binlerce kimyasalı kullanmak yanlış, vitaminini alalım diye kanser olmaya gerek yok, ilaç kullanmayalım demiyorum bilinçli kullanılırsa bir tehlikesi yok halbuki tek çare ilaçta değil bir sürü zararı olmayan mücadele türleride kullanılabilir.

      Lekeli elmalarınızı benim yerime de yiyin şifa olsun 🙂

  2. lekeli meyveleri temiz mi zannediyorsunuz ? gidin bi köyleri dolaşın leke olan ağaçlara 2 katı ilaç atılıyo…

    1. Zaten bu sitenin amacı kimyasalları kullandırmamaya amaçlamak alternatif mücadele biçimleri ile mücadeleyi öğretmek Türkiye’nin köylerini dolaştım zaten durum vahim ama yurtdışında ki köyleri de dolaştım orada durum öyle değil ama demek ki bizde bir sorun var

      Sorunu elbet herkes biliyor önemli olan çözüm bulmaktır

      Saygılarımla

  3. Karalekeden elma bahçem büyük zarar gördü. Yaptığım incelemelerde hep yapraktaki ya da meyvedeki zarar görüntüleri var. Bir de “gizli kapaklı!!!” sıracalı dallardan söz ediliyor… Ben de iş güç yoğunluğundan ilaçlama programını tam uygulatamadım “giderse meyvem gider diyerek!..” meğer dallara hatta ağacın ana gövdesine kadar sirayet ediyormuş. Bu da bazı ağaç dal ve gövdelerine sulandırılmış soba kurumu akmış gibi bir görüntü oluşturuyor. Yani karaleke illeti öyle meyve ve yaprakta kalmıyor ağacı toptan bile götürüyormuş onu uygulamalı olarak öğrendik. Tabii ki bulaşık dalları hatta bazı ağaçları temiz yerlerine kadar geri indirmemize neden oldu. Bazı bulaşık ağaçlarda şekillenme ve meyve gözleri öyle güzel ki belki iyi bakımla hastalıktan kurtulur diye tam temizlik yapmaya kıyamadık. Bakır ya da göztaşını zamanında mutlaka atıp karaleke ilacının zamanını da iyi ayarlamak gerekiyor. Bu da her bölgeye, her bahçeye göre değişiyor. Üreticilerimiz çok dikkatli olsunlar. Haaa bu arada budanan dallar kesinlikle toplanıp yakılmalı… Bilgiler için çok çok teşekkürler saygılar …

  4. 75 ton elmayı meyva suyu fabrikasına verirken içim gitti çok kaliteli ve lezzetliydi aama lekeliydi 67 kuruştan verdik temiz olsa 1,5 lira yada fazlası olacaktı. İlaçlama yerine herhangi dogal bir yöntem yokmu yani kimyaasal yerine hem ekonomik hemde daha etkili anam babam usulü bişey arııyorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Yazılarımızdan haberdar olmak için
Abone olmak istermisin ?

Kaliteli yazılarımız ve fotoğraflarımızdan ilk sizin haberiniz olsun !

Bitki koruma ailesine katıldığınız için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti sanırım :(