AnasayfaBAKTERİYEL HASTALIKLARFitopatolojiGenel bitki hastalıklarıMeyve-Bağ Bitkileri

Asmada Bakteriyel Yanıklık (Xylophilus ampelinus)

Taksonomisi:

Kingdom: Bacteria
Phylum: Proteobacteria
Class: Betaproteobacteria
Order: Burkholderiales
Genus: Xylophilus
Species: Xylophilus ampelinus (Syn: Xanthomonas ampelina, Erwinia vitivora)

Hastalık hakkında genel bilgi: 

Hastalık etmeni ilk olarak 1879 yılında İtalya’da ve 1895 yılında da Fransa’da rapor edilmiştir. Üzerinde yıllarca çalışılmış olan bu etmen önceleri, her yerde ve herkes tarafından bilinen bir saprofit olan ve bir çok bitki patojeninin oluşturduğu lezyonlarda sekonder patojen olarak gelişen Erwinia herbicola (sinonimi Erwinia vitivora) ile karıştırılmıştır. Fakat bakteriyel yanıklığı meydana getiren gerçek etmen olan Xylophilus ampelinus (Syn:Xanthomonas ampelina)’nın 1969 yılında Yunanistan’da izole edilmesiyle bu yanlışlık sona ermiştir.

Günümüzde Yunanistan, Fransa, İspanya, Türkiye ve Güney Afrika’ da görülen bakteriyel yanıklık yada diğer ismiyle bakteriyel nekrozun Xylophilus ampelinus tarafından meydana getirilen bir hastalık olduğu teyid edilmiştir. Bakteriyel yanıklığa çok benzeyen bir hastalık sendromu da Avusturya, İsviçre, Yugoslavya, Bulgaristan, Tunus ve Kanarya Adaları’nda rapor edilmiş fakat bu belirtileri Erwinia vitivora’nın meydana getirdiği tespit edilmiştir.

Bakteriyel yanıklık ekonomik manada; kronik (bitki bünyesinde yayılması, çoğalması, etkileri ve oluşturduğu zarar uzun sürede ortaya çıkan) ve sistemik bir hastalıktır. Patojen endemik karakterde olup, üzüm yetiştirilen bölgelere özgüdür ve gelişmekte olan hassas üzüm bitkilerini hastalandırmaktadır. Hastalığı tedavi edici hiçbir kontrol yöntemi bilinmemektedir. Hastalık bağlarda üretimin azalmasına ve bitkinin ekonomik ömrünün kısalmasına neden olmaktadır. Hastalıkla yüksek oranda bulaşık olan bağ alanları bitkilerdeki ilermiş bozulmalardan dolayı terk edilmiştir. Hastalık en ciddi zararı hassas çeşitlerde meydana getirmektedir.

Simptomları:

Bakteri vasküler dokuları enfekte eder ve sürgün yanıklıklarına, kansere ve bazen de yaprak lekelerine sebep olur. Simptomlar en çok ilkbaharın başlangıcından yaz ortasına kadar ki zaman diliminde görülür. Hastalık sürgünlerdeki tomurcukların yok olmasına neden olabilir. Tomurcukların yok olması sadece birkaç sürgünde meydana gelir ve etmen sürgünlerin gelişmesini engelleyerek zayıf düşmesine ve/veya sürgünlerde klorotik ile koyu kahverengi arasında değişen düzensiz çizgilere neden olur. Böyle sürgünler sonunda solarlar ve ölürler. Bu süreç içerisinde hastalıktan etkilenmiş olan dallarda kambial dokuların hiperplasi olmasından dolayı yumuşak peynir kıvamında hafif şişkinlikler görülür. Şişen bu bölgelerde boyuna yarıklar meydana gelir.

Hastalığın ilk belirtileri genç sürgünlerde tomurcukların gelişmeye başlamasından 2-3 hafta sonra ortaya çıkar. Boyuna yarıklar boğum aralarından yukarıya doğru bir gelişme gösterir. Bu yarıkların iç kısımları koyu kahverengiden siyaha doğru değişen nekrotik dokularla kaplanmış olup öze kadar ulaşır ve bu kısımda kanserler gelişir. Enfekteli sürgünler üzerindeki yapraklarda bölgesel nekrozlar görülebilir ve petiollerin kenar kısımları çatlak veya yarık gibi bir hal alır. Enfekteli sürgünler, petioller ve diğer kısımlardaki vasküler dokularda tek taraflı kızılımsı yada kahverengimsi renk bozukluğu görülür ve bu durum özellikle ksilem damarlarında belirgindir. Kahverengi nekrotik lekeler 1-2 mm çapında olup genellikle genç yapraklarda görülür.

Bakteriyel yanıklığın oluşturduğu be Phomopsis yaprak lekesi, sürgün nekrozu ve daha birçok hastalık etrneniyle karışabildiğinden kesin teşhis için hastalığın laboratuvar tanımlanmasına ihtiyaç duyulur.

Hastalık Etmeni:

Xylophilus ampelinus gram negatif, tek kutuptan kamçılı, aerobik ve çubuk şeklinde bir bakteridir. Oldukça yavaş gelişir. Xylophilus ampelinus Xanthomonas genusunun tipik olmayan bir üyesidir. 33 °C’de gelişme gösteremediğinden ve şişkinlik ve ur şeklinde belirti meydana getirdiğinden bu genusun diğer dört türünden kolaylıkla ayrılır.

Hastalık Döngüsü ve Epidemiyolojisi:

Xylophilus ampelinus sadece asmaları enfekte eder ve hastalıklı bitkilerin vasküler dokuları ile yaralı kısımlarında canlılığını sürdürür. Bakteri kış sonlarında vasküler dokularda hareket eder ve ksilem damarları vasıtasıyla sağlıklı bölgelere ve daha sonra yeni gelişen dallara, sürgünlere ve üzüm salkımlarına yayılır. İlkbaharda yağmurlama sulama yapıldığında büyüyen asmalarda gelişen kanserler yaprakların stomaların dan direkt enfeksiyonu gerçekleştirecek olan inokulumu sağlar. Fakat budanmış kısımlardan sızan hastalıklı bitki öz suyu en önemli inokulum kaynağıdır.

Bakteri bulaşık alet ve ekipmanlarla, budama esnasında ve yağmurla özelikle de rüzgarlı havalarda lokal olarak yayılır. Bakteriler budama ile veya diğer sebeplerden ötürü oluşan yaralardan bitkiye girer. Fransa’da filoksera mücadelesi için tarlaların sulanması uygulaması, bakterinin toprak ve bitkilerin kök bölgesine yayılmasına neden olduğu rapor edilmiştir. Bakteri aşı gözleri ve aşı kalemi eri vasıtasıyla uzak mesafelere taşınır ve böylece temiz alanlar hastalıkla bulaşık hale gelir. Uzun süren nemli havalar, yağmurlama sulama ve salma sulama hastalığı önemli ölçüde teşvik eder.

Mücadelesi:

Tüm dikim ve aşı materyali hastalıkla bulaşık olmayan alanlardan temin edilmelidir.

Budama ve diğer işlemlerde kullanılacak olan alet ve ekipmanlar temiz olmalı ve dezenfekte edilmelidir.

Sanitasyon prosedürlerine uyularak gerekli denetimler yapılmalıdır. Avustralya’da kullanılan tüm materyaller sıcak su muamelesine tabi tutulmakta olup hastalığın görülmesi engellenmeye çalışılmaktadır.

Bulaşık bağlardaki enfekteli tüm bitki kısımları kesilerek uzaklaştırılmalı ve yakılmalıdır.

Tamamen ölmüş veya ciddi biçimde enfekte olmuş bitkiler sökülerek yakılmalıdır.

Budama işlemi kuru havalarda yapılmalıdır.

Bir omcadan diğerine geçmeden önce budamada kullanılan aletler mutlaka dezenfekte edilmelidir.

Bordo bulamacı spreyi veya fiks bakır spreyi ile budamadan sonra ve periyodik olarak yapraklar yarı büyüklüğünü alıncaya kadar ilaçlama yapılmalıdır.

Yağmurlama sulamadan kaçınılmalıdır.

Yazılarımızdan haberdar olmak için
Abone olmak istermisin ?

Kaliteli yazılarımız ve fotoğraflarımızdan ilk sizin haberiniz olsun !

Bitki koruma ailesine katıldığınız için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti sanırım 🙁

Şükrü Kaynaş

Ne zaman fark edebiliriz acaba ? Zararlılar ve hastalıklar ile mücadele ettiğimizi zannedip, önümüze konulan bir besinin sadece kimyasaldan ibaret kansorejen bir madde olduğunu...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Yazılarımızdan haberdar olmak için
Abone olmak istermisin ?

Kaliteli yazılarımız ve fotoğraflarımızdan ilk sizin haberiniz olsun !

Bitki koruma ailesine katıldığınız için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti sanırım :(